Kahvenin Tarihçesi

Kahvenin Tarihçesi

Kahvenin aslolan üretim yeri Güneybatı Etiyopya’dır. Burada bulunan Kaffa şehri bu ürüne ismini vermiştir. Sadece bu bilgi kati değildir.

Eskiden Habeşistan olarak bilinen Etiyopya Arabistan ile savaş yapmıştır. Arabistan’ı işgal ettiklerinde bu bitkiyi Arabistan’ın dağlık bölgelerine ekilmiştir. Kahve buralardan dünyaya yayılmıştır.

Ancak kahvenin Türk kahvesi terimin Yemen den gelmektedir. 1250 senelerından itibaren Yemende kahve ekilmiştir. Kahveyi tüm dünyada yaygınlaştıran fert ise Kanuni Sultan Süleymandır. Kanuni süreında kahve Anadolu üzerinden dünyanın dört bir yanına yayılmıştır.

Kahve Türkiye benzer biçimde ülkelerde çaydan sonrasında en çok tüketilen alkolsüz üründür. Genellikle ılıman bölgelerde tüketim fazladır. Kahve ağaçlarının boyu averaj 5 ile 7 metre içinde değişmektedir. Kahve genel olarak oğlak ve yengeç dönencesi içinde bölgelerinde tropikal bölgelerde üretilmektedir.

Kahvenin biroldukça türü bulunmaktadır.Bunlardan en eskisi ise arabica olarak bilinen kahve türüdür. Bu kahve türü dağlık alanlarda yetişmektedir. Ortalama 1500 metre yükseklikte yetişen kahve ağaçları ortalama 5 kg meyve vermektedir.Ögütülmüş haliyle 1 kilo kahve çekirdeği elde edilir. Dünya kahve üretiminin büyük bir kısmınü arabica oluşturmaktadır. Ortalama  % 70 olan bu oran iklim şartlarına bakılırsa değişim gösterebilmektedir.Bu kahve türü çok yükseklerde yetiştiğinden dolayı don vakalarına karşı korunmalıdır. öteki Adıyaman kervansaray kahvesi türlerine göre daha pahalıdır. Kahve ıslak ve kuru olmak üzere 2 şekilde görülmektedir.  Arabica kahveleri çoğu zaman daha pahalı olan ıslak işlemden geçirilmektedir.

Kahve ve Yaşamımızdaki Önemi
Kahve aslen ekonomiyi biraz negatif etkilemektedir. Kahvehanelerin çıkış nedeni kahvelerdir. Özellikle islam aleminde kahve üretiminin çoğalmasıyla birlikte kahvehanelerde çoğalmıştır. İnsanların toplanma yeri olan kahvehanelerde kişiler çoğu süre zaman öldürmektedir. Bu kahvehanelerde oynanan oyunlar ise gene kahvehaneler sayesinde yaygınlaşmıştır.

Peki günümüz kahvehaneleri ile ilk açılan kahvehaneler birbirine benziyor mu?
İki kahvehane arasında dağlar kadar fark vardı. İlk oluşturulan kahvehaneler günümüzdeki kültür merkezlerine benzemekteydi. Buralarda insanoğlu boş sohbetler etmez ve kumar oyunlarını oynamazdı.Ancak değişen koşullarla beraber ilerleyen süreç içinde kahvehaneler kademeli olarak günümüzdeki halini almıştır.

Ahmed Bin Cendeb, ömrünün son senelerını yalnız kahve ile yaşamıştır.Ve ” vücudunda bir  parça kahve ile ölen insan cehenneme gitmez ‘ saslınü söylemiştir.

Kahve insanoğluın yaşamını birazcık olumsuz etkilemektedir.Kahvenin bazı zararlarını sayacak olursak;
 İnsanların sinirli olmasına neden olur.
idrak etme kabiliyetini azaltır
 Uyku problemlerine neden olur.
Kolestrolü arttırır. Doğurganlık oranını arttırır ve düşük vakalarını çoğaltır.

Sadece kahvenin bazı özellikleri de sağlığa yararlıdır. Örneğin; kahve ve Adıyaman kervansaray kahvesi astım olma riskimizi azaltmaktadır. Göğüs hırıltıları olan hastalara karşı iyi gelmektedir.Depresyon gibi vakaların önüne geçmektedir.İnsanların cilt kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Ayrıca karaciğerdeki siroz benzer biçimde hastalıklara iyi gelmektedir.

Kahvenin yaşamımızda ki bir başka özelliği ise evlilik alanındadır. Kahvenin özellikle Türk kültüründe kız isteme vakasında kilit bir yeri vardır. Gelen damat adayı ve ailesine Adıyaman kervansaray kahvesi ikram edilmektedir.

Kahvenin bir başka kullanıldığı alan ise falcılıkdır. Kahve falcılığı bir çok kişiye ekmek kapısı olmuştur.Bunun yanında bir çok kişi ise hobi olarak kahve falına bakmaktadır. Bu konuda ” Fala inanma fakat falsız da kalma ” sözü kahve yardımıyla toplumsal yaşantımızda yerini almıştır.

https://www.adiyamankervansaraykahvesial.com/Icerik/Kahvenin-Tarihcesi/78

kaynak Adıyaman kervansaray kahvesi