kahve tadında öyküler
kahve tadında öyküler
Adıyaman kervansaray kahvesi olarak keyifle okudugumuz burdur gaztesinden köşe yazını gördüğümüz Arif Yaylanın yazdığı yazı buyrun
tadında öyküler
Sakarya'da etkinlik gösteren bir hazır kahve üreticisi aşağıdaki metni hazırlamış ve sosyal medyada paylaşmış.
Önce öyküyü okuyalım:
"Kahve hazzında Hikayeler!
Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler. Sohbet, sonucunda işin ve yaşamın stresinden şikâyetleşmeye rotatif.
Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve (kahve sunumu için) porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.
Hepimiz bir bardak secince, profesör şöyle söyler:
'Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, mütevazı bardaklar kaldı.
Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslına bakarsak.
Kesin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiçbir şey katmaz. Çoğu vakit, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. !
Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız.
Hayat kahveye benzer, iş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayatı tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yasadığımız yaşamın standardını belirlemediği benzer biçimde değiştirmez de.
Bazen sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz.
Kahvenizin keyfina varın!
En mutlu insanoğlu her şeyin en iyisine sahip değildirler. Bir tek her şeyin en iyi şekilde hazzını çıkartırlar."
Bence HAYIR ama niçin HAYIR?
Ben sunumun çok önemli olduğunu düşünenlerdenim. Bu yazıyı kim kaleme aldıysa kusura bakmasın ama "güzel duyu" olgusundan habersiz bulunduğunu düşünüyorum.
Şöyle ikili bir örnek verelim:
1) hanım gaslıyle seçim: hanım iki adam arasında seçim yapacak. İkisi de eğitim, kültür, nezaket, meslek ve parasal/ekonomik yönden hemen derhal eşdeğerde olsun.
Birisi aylarca yıkanmamış bulucin ve üzerinde solmuş renkleriyle, yakası erimiş bir gömlek giymiş ve de 3-5 günlük uzamış sakalıyla oracıkta duruyor. Zamansızlıktan değil, bunlara önem vermeyişinden.
Hemen yanında yukarıdaki tanımın tam tersi, sade ama şık, bakımlı bir adam var.
2) erkek gözüyle seçim: erkeğin karşısında iki hanımefendi var; ikisi içinde tercih meydana getirecek. İkisi de son derece güzel; hem de güzellik yarışmalarında jüriyi ikircikliğe itecek düzeyde. Birinci şıkta belirttiğimiz şeklinde eğitim, kültür, nezaket, meslek ve parasal/ekonomik yönden eşdeğer özelliklere sahipler.
Birisi saçına başına bakmamış, basit çaputları geçirmiş üstüne. Bulamadığından, alamadığından değil, örutubet vermeyişinden.
İkincisi saçlarını taramış, temiz, göze hoş gelen sade giysiler giymiş.
***
erkek ve kadınlara sormak isterim:
Tercihiniz hangisinden yana olurdu?
***
Benim ki mi?
Belli değil mi?
Bunun adı estetizmdir. Siz kahveyi plastik bardakta için; ben ince bir porselen fincandan içmeyi tercih ederim...
Rakıyı da ince ağızlı kesme bardaktan.
Hatta bişey daha: Balığı en güzel pişiren balık lokantasında eğer masa örtüsü salça renginde bir kola üreticisinin reklamını meydana getiren örtüyse orada yiyecek yemem. Bu yaşanmışlıkla sabittir.
Alıntıdır
Kaynak :Burdur Gazetesi
https://www.adiyamankervansaraykahvesial.com/Icerik/kahve-tadinda-oykuler/104
kaynak Adıyaman kervansaray kahvesi