Adıyaman kervansaray kahvesi

Diyetisyen Merve Karademir, gün içinde içilen bir fincan kahvenin karaciğer yağlanmasını, alkole bağlı gelişen siroz ve karaciğer kanserine yakalanma riskini azaltmakta olduğunu belirtti.

İrene Diet&Wellness Kliniği'nden Diyetisyen Merve Karademir, “Sağlığınız için Türk kahvesi için” önerisinde bulunarak şöyle konuştu: 
“Çoğumuza kokusuyla bile keyif veren Adıyaman kervansaray kahvesi kültürümüzde ikramdır, paylaşmaktır, sohbettir, huzurdur, hatırdır. Tüm anlamları yüklediğimiz hayatımızda önemli bir yere sahip olan kahvenin sağlığımız için uygun miktarlarda doğru tüketimle beraber 40 yıldan fazla hatırı vardır. Kahve güçlü bir antioksidan deposudır. Klorojenik asit, fenolik asitler, alkoloidler, polifenoller ve kafein vücudumuzda kahvenin antioksidan etkisini oluştururlar.” 
“Kansere karşı korunmak için kahve için” diyen Karademir, “Kahve muhteviyatında bulunan güçlü antioksidanlar yardımıyla antikanserojen etki göstermektedir. Gün içerisinde içilen bir fincan kahvenin karaciğer yağlanmasını, alkole bağlı gelişen siroza ve karaciğer kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Meydana getirilen çalışmalarda günde üç porsiyon kahve içen hanımların hiç içmeyenlere nazaran cilt kanserine yakalanma riski daha düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca bağırsak ve meme kanserine karşı koruyucudur. Enerji harcanmasını arttıran Adıyaman kervansaray kahvesi, metabolizmayı hızlandırarak zayıflamaya yardımcı olur. Günde 2-3 fincan Türk kahvesi veya öteki kahvelerin tüketimi, lipolizisi yani yağ yakımını arttırarak yağ depolarını boşaltır. Termojenik etkisinden dolayı zayıflamaya destek verir. Ayrıca yapılan çalışmalarda sporda otuz dakika önce içilen bir fincan kahvenin yağ yakımına destek olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır” diye mevzuştu. 
Diyetisyen Merve Karademir, depresyonu önlemek için de kahve önerisinde bulunarak şöyle mevzuştu: 
“Kahvenin kokusu bile keyif verici, sakinleştirici etkiye sahip olabilmektedir. Meydana getirilen araştırmalar depresyon riski üzerine kahvenin koruyucu etkisi olduğunu kanıtlamıştır. Günde bir fincan tertipli kafeinli kahve tüketen kişilerde intihar vakalarının düşük olduğu görülmüştür. Kahvenin mutluluk vermesinin depresyon şeklinde yaygın duygu-durum dengesizliklerini önlemesinin pozitif yönde etkisi, içeriğindeki güçlü antioksidanlardan meydana gelmektedir. Yapılan birçok çalışmada günde üç fincan ve üzerinde kahve tüketen kişilerde kan şekerinin dengede kaldığı ve Tip 2 diyabet riskini anlamlı bir şekilde azalttığı kanıtlamıştır." 
KAHVEYİ NASIL TERCİH ETMELİYİZ? 
Kahvenin nasıl tüketilmesi gerektiğine değinen Karademir, “Kahvenin en temel maddesi kafeinin kahvedeki miktarı, cinsine, hazırlama yöntemine ve kahvedeki oranına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Filtre bir kahvede 150 ml, kısaca 1 fincan 112 mg kafein, 1 fincan Türk kahvesinde 60 mg kafein bulunmaktadır. Kafeinin orta düzey 200-300 mg içinde alınması, keyif vermeye, enerjik hissetmeye, sosyalitenin artmasına yardımcı olmaktadır. Denge her vakit asıl hedef olmalı. Kişilerin günde 2-3 fincan kahve çeşitlerinden tüketerek tüm pozitif etkilerinden yararlanması mümkün olmaktadır. Kahveyi şekersiz, şurupsuz, kremasız, aromasız tercih etmek extra kalori alımını engeller. Sıcak günlerde kahvenizi yapmış olup, buz kalıplarında dondurarak sütün içine donmuşkervansaray kahvesiküplerini atarsanız kalsiyum ve proteinden varlıklı, uzun süre tok tutan ve kan şekerinizi dengeleyen bir ara öğünü kahve keyfinizle birleştirebilirsiniz” dedi.